Dermal Dolgu Uygulaması Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey!

Yüz gençleştirme ve şekillendirme prosedürleri içerisinde oldukça popüler bir yere sahip olan dermal dolgu uygulamaları; işin uzmanları tarafından doğru bir şekilde yapıldığı takdirde minimal invaziv bir kozmetik tedavidir. Estetik plastik cerrahi prosedürlerinden farkı; geçici bir çözüm seçeneği olmasıdır. Yani dolgu uygulamaları, sonuçları korumak adına belli aralıklarla tekrar edilmelidir. Dolgu uygulamalarının geçici etkiye sahip olmaları hem avantaj hem de dezavantaj olarak kabul edilebilir. Yaptırdığı uygulamadan pişman olan hastalar için avantaja, bütçe açısından da dezavantaja dönüşebilir.

Dermal Dolgu Uygulaması Hangi Durumlarda Memnuniyetsizlik Yaratır?

Tüm estetik prosedürler; beklentiler, talepler ve ihtiyaçlar doğrultusunda, kişiye özel olarak planlanır ve uygulanırlar. Yüz bölgesi ve dudak şekillendirmede sıklıkla tercih edilen dermal dolgu prosedürü; kişisel tercihlere ve ihtiyaçlara göre yapılsa da zaman zaman sonuçlar memnuniyetsizlik yaratabiliyor. Uzmanlığı ve uygulama tecrübesi olmayan kişilerce, steril olmayan klinik koşullarda gerçekleştirilen dermal dolgu uygulamaları sadece memnuniyetsizlik yaratmakla kalmıyor. Doktor ve klinik seçimi konusunda esirgenen hassasiyet kişileri tanınmayacak hale getiren görsel facialarla sonuçlanabiliyor. Kişilerin dolgu uygulamasından elde edebilecekleri olası sonuçlar hakkında bilgi sahibi olması da önemli bir konu. Gerçekçi olmayan beklentilerin hayal kırıklığı ile sonuçlanması kaçınılmaz.

Dermal Dolgu Uygulaması Sonrası İstenmeyen Sonuçlar Düzeltilebilir Mi?

Başarısızlıkla ya da memnuniyetsizlikle sonuçlanan dermal dolgu uygulamalarını telafi etmek için 3 alternatif bulunuyor. Birincisi dolgu uygulamasının kalıcılık etkisini yitirmesini beklemek. İkincisi mümkün olabiliyorsa ek dolgu enjeksiyonuyla rötuş yapmak. Üçüncüsü ise dolguyu eriterek işlem sonucunu ortadan kaldırmak. Ancak her dolgu maddesini eritmenin mümkün olmadığını; sadece hyalüronik asit bazlı dolguların, hyalüronidaz ile eritilebildiğini belirtelim.

Hangi Dermal Dolgu Maddesi Daha Etkili?

Yüz ve dudak şekillendirmede en sık tercih edilen dolgu maddesi hyalüronik asittir. Vücudumuzda doğal olarak var olan hyalüronik asidin dolgu maddesi olarak vücuda enjekte edilmesi uzun süreli yan etkilere yol açmaması ve daha doğal sonuçlar sunması bakımından daha güvenli bir seçenek olarak değerlendiriliyor.

Dermal Dolgular Birbirinden Farklı Kalitede Olabilirler

Dermal dolgu maddesinin kalitesi; yapılan işlemin kalıcılığı ve etkinliği üzerinde önemli rol oynuyor. Günümüzde etkinliği ve güvenilirliği klinik olarak kanıtlanmış, benzer içeriklere sahip FDA onaylı birçok dolgu markası mevcut. Ancak enjeksiyon sonrası herkeste aynı etkiyi ve kalıcılığı yaratmalarını bekleyemeyiz.

Dermal Dolgularda Kalıcılığı Ne Etkiler?

Dermal dolgu içeriğindeki madde ne olursa olsun ciltte kalma süresi herkeste farklılık gösterebilir. Enjekte edilen dolgu maddesinin miktarı, uygulama alanı ve dolgu maddesinin ne kadar derine enjekte edildiği kalıcılık süresinde belirleyicidir. Buna ek olarak herkeste dolgu maddesinin parçalanma ve emilme oranı aynı olmayabilir.

Dermal Dolgu Uygulamasının Ömrü Ne Kadardır?

Dermal dolgu uygulamasının kalıcılık süresinde etki eden çeşitli unsurlar olsa da belli bir dayanıklılık süresi vardır. En çok tercih edilen ve uygulanan hyalüronik asit bazlı dolguların kalıcılık süresi ortalama 8 ay ila 12 ay aralığında değişebiliyor.

Dermal Dolgular Hangi Bölgelerde Etkili Sonuçlar Sunar?

– Dermal dolgular dudaklara hacim kazandırmak ve dudaklarda daha dolgun bir görünüm elde etmek için ideal bir seçenektir.

– Üçgen yüz formu ideal yüz şekli olarak kabul edilir. Elmacık kemiklerinin belirgin olması bu ideal formu destekler. Dermal dolgular sıklıkla elmacık kemiklerinin belirginleştirmek için talep edilirler.

– Dermal dolgu uygulaması ile çene hattının görünümü iyileştirilebilir.

– Dermal dolgular nazolabial çizgilerin yok edilmesinde derin kırışıklıkların iyileştirilmesinde etkili sonuçlar sunar.